Trabzon'un Kunduracılar çarşısında, elbiseler diken, kentin en sevilen terzisidir, Tuncay Akın.
Öyle ki, evi iki sokak arkasında olsa da, yetiştirmeye çalıştığı elbiseler yüzünden gidememekte, dükkanın bir köşesinde yatmaktadır.
1960 yılında, Terzi Tuncay'ın dükkanının kapısından içeri elinde bordo renkli kumaş ile 17 yaşında genç bir kız girer ve kendisine bir ceket dikmesini rica eder. Terzi Tuncay'ın işi başından aşkındır aşkın olmasına ama, parmağındaki yüksük iğnelere karşı kendisini korusa da, Eros'un oku karşısında savunmasızdır. Dükkanının kapısında elinde bordo renkli kumaş ile bekleyen genç kızın güzelliğine dayanamaz, alır mezurayı eline...
Bordo renkli ceket bugün İstanbul Oyuncak Müzesi'nin girişinde sergilenmektedir. Ceketin 3 adet düğmesinden ortanca olanı şair, yazar, müzeci ve hikaye anlatıcısı Sunay Akın'dır.
Sunay Akın, tarihin tozlu sayfalarında kaybolmaya yüz tutmuş gerçek hikayeleri, kendine has üslubuyla dramatize ederek gün yüzüne çıkarmakta ve tek kişilik sahne oyunlarında seyircisiyle buluşturmaktadır.
1989 yılında Sunay Akın'ın da bir oğlu dünyaya gelir. Babasının anlattığı hikayeler ile büyüyen Terzi Tuncay'ın torunu Ali Ozan Akın, New York'ta film eğitimini tamamlayıp ülkesine döndükten sonra, yaptığı işin büyükbabası Terzi Tuncay'ın işinden çok da ayrı olmadığını fark eder. Nasıl ki Terzi Tuncay bir elbise dikmeden önce kumaşlar topluyorsa, o da kamerasıyla görüntüler toplamaktadır. Nasıl ki Terzi Tuncay, topladığı kumaşları dikiş masasında büyük bir titizlikle kesiyorsa, o da kurgu masasında, biriktirdiği görüntüleri kesip biçmektedir.
2018 yılında kurulan Terzihane, Sunay Akın’ın kaleme aldığı tarihi öyküleri görselleştirmekte ve tıpkı Terzi Tuncay gibi, fikir aşamasından prodüksiyonuna kadar markalara özel projeler gerçekleştirmektedir.
Bordo renkli ceketin içerisinde, Terzi Tuncay’a ait olduğu anlaşılsın diye bir etiket vardır. Terzihane, ilhamını bu etiketten almıştır.